Günümüzde pek çok şirket ofisten çalışmaya dönse de hibrit çalışma modeli hayatımızdan temelli çıkmayacak gibi gözüküyor. Evden çalışmanın sağladığı esneklik işveren ve İK yöneticilerinin çalışanlar üzerindeki kontrolünü azaltırken, beyaz yakalılara da gizlice iki ya da daha fazla şirket için çalışmanın yolunu açıyor. Bu durum iş dünyasında endişe yaratıyor. Bunu fark eden vizyoner şirketler iyi yetişmiş insan kaynağını başka şirkete kaptırmamak için yetenek yönetimine, eğitime ve yan haklara odaklanıyor.
Evden çalışanlar işe gidip gelmekten, ofisteki dikkat dağıtıcı işlerden ve yöneticilerinin şahin bakışlarından kurtuldu. Ancak bazıları, önlerine çıkan yeni özgürlük fırsatlarını kendi lehlerine çevirmeyi de ihmal etmedi. Günümüz ekonomik koşullarında istediği ücreti alamayan ve geçim zorluğu yaşayan pek çok çalışan, ‘çift iş’ yaparak aynı anda birden fazla gelire (double-dipping) sahip olma gayreti içine girdi.
McKinsey danışmanlık firmasının öngörüsü, ABD’de aynı anda çift işte çalışanların oranının toplam iş gücünün yüzde 5’inden az olmadığı yönünde. Eylül 2022’de Gallup’un anketine katılan üst düzey yöneticilerin yüzde 16’sı, yönetim ekibinin, firmalarındaki uzaktan çalışanların gizli olarak ikinci bir işe sahip olabileceğinden şüphelendiğini söylüyordu.
‘Çoklu çalışanlar’ olarak adlandırılan bu kişilerin sayısı Türkiye’de de giderek artıyor. “Babam, bizi üniversiteye gönderebilmek için iki işte birden çalıştı” söylemi, mevcut ekonomik koşullara bağlı olarak günümüze taşınmış durumda. Özellikle genç çalışanlar, artan maliyetleri karşılamak için ‘çift iş’e yöneliyor.
Evden çalışmanın sağladığı lokasyon ve saat özgürlüğü, ‘çift iş’e sahip olma seçeneğinden daha fazla çalışanın yararlanmasını sağlıyor. Bu da işveren ve İK yöneticilerini çeşitli nedenlerle endişelendiriyor. İlk neden, rekabet kaygısı. Özellikle gizli bilgilere sahip bir çalışanın rakip firmaya da hizmet etmesi endişe yaratıyor. Bunun dışında çalışanın performansının etkilenmesi, kendisinden beklenen iş kalitesini ve yoğunluğunu karşılayamaması da endişe konusu. Tüm bu nedenlerden ötürü iş sözleşmelerinde birden fazla işte çalışmayı sınırlandıran hükümlere artık daha sık rastlanıyor. İşverenin rekabet ihlali ya da yapılan ikinci işin mevcut işe zarar verdiğini ispat etmesi halinde sözleşme feshine kadar giden bir süreç işliyor. Son 5 yılda özellikle Z kuşağı ve yaratıcı endüstrilerde çalışanlar bu nedenle full-time ve sözleşmeli çalışmayı tercih etmiyor. Gerek Türkiye’de gerekse dünyada eğilim özellikle de pandemi sonrasında bu yönde gelişti. Çalışma koşulları bu eğilime göre düzenlenmediği ve bu durum işverenler tarafından dikkate alınmadığı takdirde önümüzdeki dönemde full-time ve ofisten çalışacak insan bulmakta daha zorlanılacağı iş dünyasında endişe konusu.
Teedo Online Eğitim Platformu’nun Genel Müdürü Selçuk Aytekin konuyla ilgili olarak şu değerlendirmede bulunuyor; “Bugün özellikle Y ve Z kuşağı, artan yaşam maliyetlerini karşılamak, aynı zamanda farklı bir iş deneyimi daha yaşamak amacıyla ‘ikinci iş’te çalışmaya yöneliyor. Özellikle yaratıcı endüstrilerde çalışanlar, tam zamanlı ve sözleşmeli çalışmayı tercih etmiyor. Öyle ki şirketler yakın zamanda ofisten çalışacak personel bulamadığı gibi, önümüzdeki 10 yılda tam zamanlı çalışan bulmakta da zorluk çekecek.”