Masa Başı İşe Dayanamayıp Dünya Turuna Çıktı

Son yıllardan işinden ayrılarak dünyayı gezmeye koyulan maceraseverlerin sayısı giderek artmaya başladı. İş hayatının giderek daha rekabetçi hale gelmesinden mi yoksa dünyanın içinde bulunduğu karmaşık konjonktürden mi bilinmez, insanlar kendilerini yollara vuruyor.

İşte o haberlere bir yenisi Amerika’dan eklendi. 2011 yılında işinden ayrılarak seyahate çıkan Amerikalı Walter Chang, 3 yılda 60 ülkeyi dolaşarak benzersiz tecrübeler yaşadı.

Tecrübelerini ve seyahat boyunca çektiği resimleri kendi sitesinde paylaşan Walter hikayesini anlatmaya 2008 yılından başlıyor. 2008 yılında Ekonomik Kriz döneminde üniversiteden mezun olan Walter, bir yığın borçla karşılaşıyor. İşe girmesi gerektiğinden geçici olacağı düşüncesiyle görsel ve işitsel teknisyen olarak bir şirkette masa başı işe giren Chang, 3 yıl çalıştıktan sonra dünyayı gezmeye karar veriyor. O zamana kadar ABD dışında yalnızca Paris ve Bahamalar’a seyahat eden Walter, sırtına çantasını alıp dünyayı gezmeye başlıyor.

2010 yılında işten ayrılarak 3 aylığına Güneydoğu Asya’ya seyahat etmeye karar vermesine rağmen seyahat sarınca bu süreyi bir yıla uzatıyor.

Ardından para biriktirmeye koyulan Walter oturduğu apartmandan çıkarak arkadaşlarında kalmaya başlıyor. Zaman geçtikçe arkadaşlarından da ayrılarak gizli gizli iş yerinde kalmaya başlıyor.

Bu sürede para biriktiren genç adam 2011 yılının Eylül ayında tekrar işinden ayrılarak uçağa biniyor ve 3 yıl boyunca 60 ülkeyi gezeceği uzun tatiline başlıyor.

Özellikle bütçe konusundaki zorluklar nedeniyle harcamalarını kısma yoluna gittiğini, minimum düzeyde konaklama ve ulaşım için para harcayarak en ucuz yolları araştırdığını söylüyen Walter dışarıdan eğlenceli gibi gözükse de çok sıkıntı çektiğini de ekliyor.

Walter, otostopla seyahat edip her yerde konakladığını ancak bu zorlukların yanı sırada sayısız arkadaş edinerek ilginç tecrübeler yaşadığını söylüyor.

Gençlere de tavsiyelerde bulunan Walter, küçüklüğünden beri önce liseyi ardından üniversiteyi bitirerek sıradan bir işe girmek gibi klişelerle büyüdüğünü anlatıyor. Gençliğin en güzel dönemlerinde seyahat edilmesi gerektiğini ve bu tecrübelerin kazanılması gerektiğini söylüyor.