
Pandemi sonrasında çalışma hayatındaki değişiklikler oyunun kurallarını kökten değiştirdi. İş yerinden uzak, hibrit, esnek çalışma modelleri tüm dünyada hızla yayılarak bu konudaki tabuları bir bir yıktı. Çalışanlar tarafında ofis işleri için evden veya en azından ayın belirli günleri esnek çalışmak standart bir beklenti haline geldi.
Uzaktan çalışmak gün içerisindeki işlerin yapılış biçimlerini, iş planlamalarını ve saat düzenlerini bile değiştirmeye başlayınca nur topu gibi başka bir sorunumuz ortaya çıktı “düzensizlik”
Son dönemde iş hayatındaki değişikliklerle şirketlerin en önemli konularından biri de çalışanların motivasyonu ve işe adaptasyonu oldu. Zira pek çok şirket çalışanların yeteri kadar işe konsantre olamadığını, yapılması gereken işlerin sürekli ertelendiğini düşünüyor. Şirketler bu sorunun temel kaynağının ise uzaktan çalışma olduğu yanlış algısına kapılıyorlar. Oysa neden bu değil.
Halk arasında erteleme hastalığı olarak bilinen “Procrastination“, son yıllarda tüm dünyada oldukça popüler hale gelmeye başladı. Erteleme hastalığı yapılması gereken işleri öteleyerek yapmama eğilimine deniyor.
İş hayatında önemli konulardan bir tanesi de önem derecesine göre işleri sıralamaya koymak. Erteleme hastalığında çözülmesi gereken öncelikli önemli ve karmaşık işler arkaya itilirken görece daha az öneme sahip kolay yapılabilir işler ön plana alınıyor. İşin yapılması gereken süre içerisinde çok daha önemsiz işlere zaman harcanırken geçen sürede bir yerlerde işe başlanacağı düşünülüyor.
Nedenleri neler?
Erteleme hastalığının en önemli nedenlerinden biri, yapılan işe motive olamamak. Çalışanlar kendilerinden yeterince inanmadıkları bir işin yapılması istendiğinde o işi daha az sahipleniyor. Daha az sahiplenilen işler ise yapılacaklar listesinde hep arka sıralara itiliyor.
Üşeniyorum öyleyse yarın!
Yukarıda değindiğimiz gibi her ne kadar pek çok işveren erteleme hastalığı ve işe konsantre olamamanın nedenlerini ofis dışında çalışmak olduğunu düşünse de, aslında erteleme hastalığı ofiste de vücut buluyor. İş yerinde çalışanlar iş dışı konuları konuşmak, sosyalleşmek ve tabiri caizse “gereksiz zaman” geçirmek için daha fazla molaya çıkıyor, bir işi olması gerektiğinden çok daha fazla tartışarak vakit kaybediyorlar. Masa başında olsalar bile mobil telefonlarında sosyal mecralarda çok daha fazla zaman geçiriyorlar.
Neler yapılabilir?
İş hayatında herkesin bildiği bir kural vardır ki bir işin yapıp tamamlanması, kendisi için verilen süre kadar uzar veya kısalır. Örneğin yetişmesi gereken bir sunum için 1 hafta termin verilmişse o sunum son gece hazırlanır ve 1 haftada tamamlanır. Aynı sunum için 1 ay termin verildiyse nicelik olarak aynı sunum 1 ayda tamamlanır ve hatta o da çoğunlukla son gece tamamlanır 🙂
Erteleme hastalığından kurtulmak için;
- Kısa terminlerle çalışmak,
- Ekibin iş yükünü daha sık sorgulamak,
- İşi oyunlaştırmak gibi çözümler uygulanabilir.
Örnek: Ekibinizle hafta başı toplantılarında yapılması gereken işleri listeleyin. İşleri önem derecesine göre puanlayın. En önemli ve acil işler daha yüksek puanlı olacak şekilde puan listesi oluşturun. Hafta sonunda en fazla puan toplayanları ödüllendirin. Bu yöntemi bireysel olarak da uygulayabilirsiniz.