Koronavirüs pandemisi ile birlikte dünyada ve ülkemizde radikal değişimler yaşandı. İş hayatına baktığımız zaman binlerce şirket evden çalışma sistemine geçti ve işlerini bu şekilde yürütmeye başladı. Normalleşme sürecine girilmesiyle birlikte ise ofise dönen şirketler olmasının yanı sıra büyük çoğunluk riskin hala devam etmesi sebebiyle ya evden çalışıyor ya da dönüşümlü olarak ofise gidiyor. Yapılan araştırmalara göre bu durum çalışanlara özelinde olumlu olarak değerlendirilse de iş hayatı ve özel hayatın birbirine karışması sebebiyle bir “mekansızlık hissi” meydana getiriyor.
Koronavirüsün iş hayatına ve çalışanlarına etkisi üzerine yapılan son araştırmada, ilgi çekici sonuçlara ulaşıldı. Araştırma sonuçlara göre, çalışanlar evden çalışmanın olumlu taraflarına vurgu yapmalarına rağmen, sosyalleşme adına ofis ortamına dönmek istiyorlar.
İşte araştırmanın diğer ilgi çekici çıkarımları;
Katılımcılar evden çalışmayı zamandan tasarruf olarak görüyor
Katılımcılara göre evden çalışma süreci zamandan tasarruf etmemizi sağlıyor. Trafikte gereksiz harcanan zaman, kıyafet kuralları ve istenildiği zaman yemek yiyor olma ayrıcalıkları, olumlu olarak değerlendiriliyor. Yani ofise giderek bu sıkıntılı zamanlarda stres girmektense, evden çalışarak bu zorunlulukların ortadan kalktığı için memnun olduklarını dile getiriyorlar.
Çalışan kadın ev işlerinden şikayetçi
Araştırma sonuçlarına göre, pandemi sürecinde çalışan kadınlar sıkıntılı durumlara girdiler. Hem iş hayatları hem ev işleri hem çocuk bakımı derken büyük bir yük altına girdiler. Genel çıktıları şöyle dile getirebiliriz “Ağırlıklı olarak kadına yüklenen ev işlerinde; çocuk bakımı, hijyen, gıda güvenliği konularında zorluk geçiliyor. Pandemi sürecinde bu yükü üstlenen bireylerin yaşadıkları stres oranı da artıyor. Araştırmanın bulguları da bu gözlemi destekler nitelikte olarak; çoğunlukla kadın katılımcılar evden çalışmanın ev işlerini arttırdığını belirtiyor. Erkekler, evden çalışma ile genel iş yaşamlarının daha kolay bir hal aldığı ve eski çalışma düzeni ile aynı kaldığını belirtirken; kadınların genel iş yaşamının daha zor bir hal aldığını sonucu ortaya çıkıyor. Kadınların ‘ikinci vardiya’ olarak yüklenmek zorunda oldukları ev işleri ile evden çalışma düzeni birleşerek tam zamanlı bir mesai halini aldığı görülüyor.”
Sosyalleşmenin yoksunluğu en büyük sıkıntı
Katılımcıların yüksek bir oranla olumsuz bulduğu tek etmen: “yalnız çalışmaya bağlı olarak sosyalleşecek iş ortamının olmayışı.” Bunun temel nedeninin insanın sosyal bir varlık oluşu ile diğer insanlara ihtiyaç duyması olduğuna vurgu yapılan araştırmada, çalışanların COVID-19 süreci sona erdiğinde “ofis ortamına dönmek istemesi”nin ağır bastığı gözleniyor.
Araştırma sonuçlarından ayrıca ev-ofis arasındaki seçimin kadın ve erkek bağlamında önemli farklılık gösterdiği görülüyor. COVID-19 süreci sona erdikten sonra evden çalışma sistemine devam edilmesini çoğunlukla erkek katılımcılar isterken; kadın katılımcılar ise evden çalışmanın “çifte yük” oluşturduğu için ofis ortamına dönmeyi istedikleri sonucu ortaya çıkıyor.
Uyku düzeni olumsuz etkileniyor
Uyku saatlerindeki esneklik ve uzaktan iletişim kurmak/online toplantılar gerçekleştirmek konuları da olumlu olarak değerlendirilse dahi yüz yüze iletişimin daha kolay sağlanıyor olmasıyla ve evde hareketsiz ya da saatlere bağlı olmadan yaşıyor olmanın uyku düzenine olumsuz etkileri olduğu gözleniyor.