
Türkiye’deki kitlesel koronavirüs aşılama çalışmalarında SGK’lı çalışanlara randevu sistemi açıldı. Dünden itibaren SGK’lı çalışanlar kuyruklara girerek aşılarını olmaya başladı.
Bu gelişmeyle birlikte özellikle kapalı çalışma alanları olan ofis ve fabrikalarda ‘aşı olmak istemeyen’ çalışanlar nedeniyle tartışmalar yaşandığı bildirildi. SGK’lı çalışanların aşılanmaya başlaması ile aşı karşıtlarının tutumları gündeme geldi. Çalışma arkadaşı aşı olmayanların tedirginliği giderilmeye çalışılıyor. İş insanları, çalışanları aşı olmaya çağırdı.
‘İş arkadaşım aşı oldu mu’ endişesi taşıyan çalışanlar, rahatsızlıklarını işverenlerine iletirken, aşı yaptırmak istemeyenlere karşı nasıl bir uygulama yapılacağı da merak konusu oldu.
İşverenler “aşı olanla olmayanı aynı mekanda çalıştırabilmek mümkün mü” diye tedirgin olurken, hukukçular bu konuda yasaların bir cezai yaptırım uygulatamayacağını vurguladı. Ortaya çıkan görüş ise ödül yöntemiyle işçilerin aşılanmasının sağlanabileceği yönünde…
Tedirgin olma aşı ol
Türk Tabipler Birliği (TTB) Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, aşı tereddüdünde tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de geniş çalışmalar yapılması gerektiğini söyledi. Bulut, konuyla ilgili şu açıklamada bulundu: “Aşılamanın hızlanması, toplumsal bağışıklık için umut verici bir gelişme. İşyerlerinde aşı yaptırmak istemeyen ya da aşı tereddüdü yaşayanlar elbette olacaktır. Öncelikle belirtilmesi gereken nokta, aşıların endişe edilecek bir yan etkisinin bulunmadığı. Buna karşılık ciddi bir bilgi kirliliği söz konusu. Burada risk, ofiste kaç kişinin bir arada olduğuyla çok bağlantılı. Eğer 10 kişilik ofiste 7 kişi aşı yaptırmışsa viral açıdan bir sıkıntı oluşmaz. Buna karşılık iki kişilik odada birinin aşı yaptırmaması hem aşısı olan hem de olmayan açısından riskli bir durum. Çünkü aşıların ne kadar yüksek koruması olsa da yüzde 100 virüsü önlemediklerini biliyoruz. Bu nedenle aynı ortamda yüzde 70 aşılama eşiğini geçmek şirketler için önemli. Eğer geçilemezse bu durum daha çok yerel yönetimler ve Sağlık Bakanlığı’nın ele alması gereken bir yönetim sorunu. Sağlık Bakanlığı, tüm çalışanları aşılı olan kuruluşlara bir belge verebilir örneğin. Çeşitli kampanyalar yapılabilir. Şirketler de kendi içlerinde bir sistem kurgulayabilirler. Biz TTB olarak yeni bir kampanya başlattık. İçinde tabip odaları başkanları, sanatçılar gibi toplumda dinlenilen, dikkate alınan kişilerin yer alacağı bilgilendirmeler yapıyoruz. RTÜK’e başvurduk. Sloganımız ‘Tedirgin olma, aşı ol’ şeklinde belirlendi. Kamu spotu olarak yayınlanmasını talep ettik.”
Kaynak: Dünya gazetesi