Kalıcı yaz saati uygulamasının, özellikle sabah karanlıkta uyanmak zorunda kalan ve karanlıkta işe gitmek için yolculuk eden çalışanlar üzerinde önemli fizyolojik ve psikolojik etkiler yarattığı söyleyen uzmanlar, kışın yaklaşmasıyla birlikte konuyu tekrar gündeme getirdi. Yapılan bir araştırmaya göre kalıcı yaz saati uygulamasının dönemsel olarak çalışanların motivasyonunu düşürdüğü ve çalışanları mutsuzluğa sürüklediği açıklandı. Özellikle kış aylarında bu etkinin arttığı ifade ediliyor.
Türkiye, 2016 yılında enerji tasarrufu amacıyla kış saati uygulamasını kaldırarak yıl boyunca sabit yaz saati uygulamasını hayata geçirmişti. Bu kararla birlikte yaz saati uygulamasının sürekli hale gelmesiyle Türkiye, GMT+3 saat dilimine sabitlendi.
Uygulama, güneş ışığından daha fazla faydalanmayı amaçlasa da, özellikle sabahları karanlıkta işe gitmek zorunda kalan çalışanlar üzerinde çeşitli olumsuz etkilere yol açtığı da uzmanlar tarafından ifade ediliyor.
Özellikle sabah erken saatlerde, gün ışığı olmadan uyanan çalışanların uyku düzenlerinde bozulmalar yaşanıyor. Bu durum, dikkat dağınıklığına, motivasyon eksikliğine ve iş süreçlerinde zorluklara neden oluyor. Araştırmalar, karanlıkta işe gitmenin çalışanların ruhsal sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yarattığını; depresyon, kronik yorgunluk ve stres gibi sorunları artırdığını göstermektedir. Bu, özellikle kış aylarında daha belirgin hale geliyor ve eğitim performansını olumsuz etkileyen bir faktör olarak öne çıkıyor.
İnsan beyni sabah uyandığında güneşi görmek istiyor!
Konuyla alakalı konuşan uzmanlar insan bedeninin bir biyoritmi olduğunu ve insan beyninin sabah uyandığında güneşi görmek istediğini ifade ediyor. Böylece sabah olduğu mesajı sinir sistemimize gidiyor ve buna göre vücudumuzun fonksiyonları uyumlanıyor. Ancak çalışanlar sabah karanlık bir ortama uyandıkları zaman bu mesajın iletilmediğini ifade eden uzmanlar, bunun sonucu olarak psikolojik olarak da bir bıkkınlık ve yorgunluk hali yarattığının altını çiziyor.
Çalışanların performansı yüzde 35 düşüyor
Yapılan araştırmaya göre mutsuz olan çalışanlar özellikle öğleden önceki performanslarında büyük düşüşler yaşıyor. Çalışan mutsuzluğu aralık ve ocak aylarında zirve yapıyor. Uzmanlar bu dönemde şirketleri önlem almaya davet ediyor. Bu mutsuzluğun çalışan bağlılığını da olumsuz etkilediğini ifade eden uzmanlar, yetenekleri kaybetmemek için bu dönemlerdeki motivasyon etkinliklerine daha fazla önem verilmesi gerektiğini ifade ediyor.
Çare motivasyon etkinliklerini ve iletişimi artırmak
Bu dönemde motivasyon etkinliklerini artırmak ve bu problemle nasıl başa çıkacaklarına dair çalışanlarla iletişim kurmak çok önemli. İK bu süreçte, psikolojik olarak zorlanan veya performansı düşen çalışanlarla empatiye dayalı ve destekleyici bir iletişim kurmalıdır. İlk adımda, açık bir dille durumun farkında olduklarını ifade ederek güven oluşturmaları önemlidir. Yargılayıcı değil, dinleyici bir tutumla çalışanın sorunlarını anlamaya çalışmalı, ona çözüm yolları sunarak destek teklif etmelidir. Gerekirse psikolojik destek veya stres yönetimi gibi kaynaklara yönlendirme yapabilir. Ayrıca, motivasyonu artırıcı küçük hedefler belirlemek ve gelişimi adım adım takip etmek çalışanı rahatlatabilir. Bu süreçte gizlilik ve güven esas alınmalı, çalışanın mahremiyetine saygı gösterilmelidir.