Eleman.net tarafından Capital Dergisi için yapılan ankete katılanların yüzde 75’i iş yükünün son zamanlarda bunaltıcı derecede arttığını söylüyor. Katılımcıların yüzde 67’si günde 8 ila12 saat arasında çalıştığını ve fazla mesailerin psikolojik olarak oldukça yıpratıcı olduğunu ifade ediyor. Yükselen iş yükünün çalışan stresini yönetmeyi zorlaştırırken birçok çalışanın tükenmişlik sendromuyla karşı karşıya kalmasına neden olduğu ifade ediliyor.
Uzmanlar tükenmişlik sendromu, sadece bireysel bir sorun olmanın ötesinde işletmelerin verimliliğini ve sürdürülebilirliğini de olumsuz etkilediği belirtiliyor. Yani çalışanlardan daha çok verim almak için çalışanları uzun saatler çalışmaya zorlamak, aslında onların daha az verimli olmasına neden oluyor. Çalışanların fiziksel ve zihinsel sağlığını tehdit eden bu durumun, iş yerindeki verimliliğin düşmesine, çalışan bağlılığının azalmasına ve yüksek iş gücü devrine yol açtığı belirtiliyor.
Ayrıca, artan iş yükünün çalışanların iş-yaşam dengesini ciddi şekilde bozabileceği belirtiliyor. Ailelerine ve kişisel ilgi alanlarına yeterince zaman ayıramayan bireyler, sosyal ilişkilerinde zorluklar yaşadığı ve bununda iş yerindeki performansını etkilediğinin altı çiziliyor. Bu tür bir dengesizliklerin uzun vadede işten soğumaya, iş yerinde mutsuzluğa ve hatta işten ayrılma düşüncelerine yol açabileceği belirtiliyor. İş yükünün sürekli artması, çalışanların yaratıcı düşünme yetilerini ve problem çözme becerilerini de olumsuz etkileyebilir. Sürekli baskı altında çalışmak, yenilikçi fikirlerin ortaya çıkmasını zorlaştırabilir ve çalışanların kendilerini geliştirme fırsatlarını sınırlayabilir.