
İngiltere’nin en prestijli gazetelerinden Daily News’in haberine göre insan hayatının 25 yılı uyuyarak geçerken 19 yılı ise iş yerinde geçiyor. Bugünün yeni yöneticileri Y kuşakları iş hayatını The Flintstones serisindeki Fred Çakmaktaş’ın iş hayatı gibi sanarak buraya geldiler. Aslında kısmen öyleydi de; eskiden sabah gözü kapalı bir şekilde gelinen ve gong zili çalınca iptidasızca masadan kalkıp gidilen yerler gibiydi zihnimizde işyerleri. Oysa artık memuriyet bile içeride rekabete ve performansa dayalı sistemler üzerine kurgulanıyor.
İş yerlerinin bu denli zaman geçirilen ve çalışanlardan bu kadar yoğun beklentiler içerisinde olmaları bu büyük yaşayan organizmaların içerisinde onları var eden çalışanlar için bir takım mekanizmalar oluşturmayı da şart kılıyor.
İnsan Kaynakları önceleri sadece çalışanların işe alım ve maaş uygulamalarını gerçekleştiren bir destek birimi gibi algılanıyordu. Şimdilerde artık kabul edilen görüş ise; departmanın var oluş nedeni şirkette çalışan insanlar ve onlarla ilgili konular ise; bu konulardan biri ve belki de en önemlisi o işyerinde çalışanların birbirleri ve yöneticileri ile olan ilişkileri ve iletişimi. Sadece çalışanların şirketle veya şirketin çalışanlarla olan iletişimi de değil, iş yapış şekilleri, o atmosferdeki davranış eğilimleri, bilgiye ulaşma ve aktarma biçimleri gibi stratejik ve gayet önemli konular yine insan kaynakları çatısı altında değerlendiriliyor.
Günümüz çalışanları şirketlerden ne bekliyor?
Yazının başında da belirttiğim gibi iletişim çağında insanların ortak ve en öncelikli beklentileri önemsenmek ve taktir edilmek yani beğenilmek. Modern zamanda belki de işgörenler en çok işverenlerine(yöneticilerine) yaptıkları işi beğendirmekle zaman harcıyorlar.
Peki taktir ve ödüllendirmenin dışında aslında işveren markasının çalışanlar tarafını teşkil eden kurum içi iletişim faaliyetleri neler olabilir?
Kurum içi iletişim ne demek?
İç iletişim aslında çalışanları bilgilendirme, eğlendirme, motive etme, ortak bilinç oluşturma, güven telkin etme, katılım oluşturma gibi amaçlara hizmet ediyor. Bugün gelinen noktada müşteri memnuniyetini sağlamanın ön koşulu müşteri memnuniyetini sağlayacak iç müşterilerin de memnuniyetini sağlamak. Sağlıklı ve doğru iletişimin olmadığı şirketlerde bağlılık ve sadakatın düşük olduğu gerçeğini göz önünde bulundurursak iç iletişimle ilgili tüm bu faaliyetlerin sponsorunun İnsan Kaynakları olması gerektiğini görmek zor değil.
İç İletişimin İçini Doldurmak
Tabi iç iletişim insan kaynaklarının organize ettiği piknikler anlamına gelmiyor. İç iletişim aslında şirketin işveren markasını da oluşturan değerleri ve vaatlerinin bir yansıması olarak değerlendirilmeli. Bu vaatler çerçevesinde içeride iletişim ve motivasyon uygulamaları kurgulanmalı. Yani bazı şirketler için piknik organizasyonu yerine yan arazideki boşluğa ağaç dikmek yada bir yardım kampanyasına katılmak çok daha motive edici olabilir.
Bütün bunlar göz önüne alındığında İnsan Kaynakları departmanının önümüzdeki yıllarda hızla artan iş yükü içerisine iç iletişim koordinasyonunu da alacağını şimdiden söylemek mümkün.
Sevgiyle Kalın.